İsveçliler Demir Çağı’ndan Beri Bira İçiyorlar

İsveç Lund Üniversitesi arkeologları, fosilleşmiş çimlendirilmiş tanelerin Nordik bölgesindeki erken bira üretimi için üretildiğini saptadı. İsveç’in güneyindeki Uppåkra’da yapılan bulgular, büyük ölçekli bir bira üretimine işaret ediyor.

Arkeobotanikçi Mikael Larsson, “Yerleşimin ayrı bir bölümünde yer alan düşük sıcaklık fırınlı bir alanda fosilleşmiş malt bulduk . Bulgular MÖ: 600-400’lü yıllara işaret ediyor. Bu da onları İsveç’teki bira üretiminin ilk kanıtlarından biri haline getiriyor” diyor.

Larsson, “Biz genellikle tahıl tanelerini arkeolojik alanlarda buluyoruz, ama çok nadiren işlendikleri yerlerden. Bu yüzden düşük sıcaklıklı bir fırının çevresinde bulunan bu çimlenen taneler bira yapmak için maltlık olduklarını gösteriyor”.
Devamı hakkındaİsveçliler Demir Çağı’ndan Beri Bira İçiyorlar

Kudüs’ün Babil’de Tahrip Edildiğine Dair David Şehrindeki Bulgular

Kudüs’ün Babillilerce tahribatının kanıtları, İsrail Eski Eserler Kurumu tarafından Kudüs Duvarları Milli Parkı’nda yürütülen kazılarda, David Şehri’nde belgelendi.

Kazılar, David Şehri’nin doğu yamacında yoğunlaşmış, kayalıklarla kaplı alanda 2.500 yıllık yerleşim yerleri açığa çıkarılmıştır. Kaya gövdesi içinde ortaya çıkan buluntular arasında kömürleşmiş ahşap, üzüm çekirdekleri, çanak çömlek parçaları, balık ölçekleri ve kemikleri gibi eserler yer alıyor.

Bu bulgular, Yahudi Krallığının başkenti olan Kudüs’ün zenginliğini ve karakterini tasvir ediyor ve kentin yok oluşunun Babil’lerin elinden olmasına kanıt olarak gösteriliyor.

Kazının en belirgin bulguları arasında tahıl ve sıvı depolamak için kullanılan çanak çömlekler damga mühürlerdir. Bulunan mühürlerden birinin üzerinde altı yapraklı bir gül ve rozet bezemesi var.
Devamı hakkındaKudüs’ün Babil’de Tahrip Edildiğine Dair David Şehrindeki Bulgular

Tell Tayinat’ta 3000 Yıllık Kadın Heykeli Bulundu

Hatay’da, Tell Tayinat Höyüğü’nde, Kanada Toronto Üniversitesi’nden Prof. Dr. Timothy Harrison başkanlığındaki kazılarda, MÖ 9. yüzyıldaki Geç Hitit Dönemi’ne ait olduğu belirlenen bir kadın heykeline ulaşıldı.

Baş ve gövdeden oluşan, bir kısmı parçalanan heykelin, antik dönemde parçalanarak bu şekilde atıldığı düşünülürken Prof. Dr. Timothy Harrison, “Heykelin orijinal boyutunun 4-5 metre olduğunu düşünüyoruz. Heykelin çok sayıda parçası da bulundu. Bir restorasyon projesine başlayacağız. Umuyorum ki önümüzdeki günlerde heykelin tamamlanmış halini sunabileceğiz. Tabi bu heykelin kim olduğunu ve neden böyle parçalanarak atıldığını çok merak etmekteyiz. Bununla ilgili 3 fikrimiz var. Bu heykelin aynı yerde bulunmasından dolayı Kral Şuppiluliuma’nın eşi olma ihtimali oldukça fazla. Anadolu tanrıçası Kubaba’nın heykeli olabilir ancak bu heykel, ikonografik olarak bakıldığında daha çok bir insanı andırıyor. Son olarak da kraliyet ailesinin ilk atası ya da aileden bir soyluya ait olabilir, bu da bir ihtimal” şeklinde açıklama yaptı.


Devamı hakkındaTell Tayinat’ta 3000 Yıllık Kadın Heykeli Bulundu

Rosh Ha-Ayin Yakınlarında 2.700 Yıllık Su Sistemi Keşfedildi

IAA kazı direktörü Gilad Itach, “Antik çağda, yağmur suyu toplama ve saklaması temel bir zorunluluktu. Yılda yağan yağış miktarı 500 mm’nin altında olan bölgenin kış yağmurlarının bir şekilde rezerve edilmesi gerekiyordu.” şeklinde açıklama yaparken bulunan su sistemi 20 m uzunluğunda ve 4 m derinliktedir. Kazılar rezervuarın yaklaşık 50 m uzunluğunda duvarları olan bir binanın altında […]

3000 Yıllık Kumaş Parçası Levant Tekstiline Işık Tutuyor

Tel Aviv Üniversitesi arkeologları, İsrail çölünde bulunan kumaş örneklerinin, bölgede bitki esaslı tekstil boyamacılığıyla ilgili en erken kanıtları sunduklarını ortaya çıkardı. Arava Çölü’ndeki Timna’da bakır cevheri bölgesinde bulunan ve M.Ö. 13.-10. Yüzyıllara tarihlenen kumaş örneği bölgedeki tekstil boyamacılığı ve ticaretine yeni bir bakış açısı getirdi. Yünlü ve keten parçalar sofistike bir tekstil endüstrisine ışık tutuyor […]

Pers Kralı Büyük Kyros´un Doğumu ve Tahta Geçmesi

Med kralı Astyages’in Mandane adında bir kızı vardı. Astyages rüyasında kızın tüm Asya’yı kaplayacak kadar çok işediğini gördü. Rüya yorumcularının açıklamasına dayanarak Astyages kızı evlenme çağına geldiğinde bir Pers olan Kambyses’e verdi ki Astayges bir Persi çok aşağı görüyordu. Bu evliliğin birinci yılında Astyages bir rüya daha gördü: kızın döl yatağından bir asma filizleniyor ve tüm Asya’yı kaplıyordu. Astyages bu rüyadan doğacak çocuğun kendi yerini alacağı yorumunu çıkarmıştı bu nedenle doğum yaklaştığında kızını yanına aldı ve çocuk doğar doğmaz onu öldürmesi için Harpagos’a verdi. Harpagos çocuğu kendi öldürmeyip Astyages’in sığırtmaçlarından biri olan Mithridates’e verdi. Sığırtmaç kendisi gibi köle olan bir kadınla yaşıyordu ve kadın yeni ölü doğum yapmıştı ve ölü doğan bebekle Harpagos’tan aldığı bebeği değiştirdi. Böylece ileride Büyük Kyros olacak olan Mandane’nin oğlu ölümden kurtulmuş oldu.
Devamı hakkındaPers Kralı Büyük Kyros´un Doğumu ve Tahta Geçmesi