Georges-Pierre Seurat

(2.Aralık.1959–29.Mart.1891)

Ard/Yeni İzlenimci (Neo-impressionist) ve noktacı (Pointillist) ressam.

Paris’te varlıklı bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. İlk sanat eğitimini bir heykeltıraş olan Justin Lequien’dan aldı. Bu sırada ressam Aman- Jean ile tanışmış ve Paris’te ortak bir atölye açmışlardır. Daha sonra 1878-1879’de birlikte École Nationale Supérieure Des Beaux-Arts de Paris’e (Paris Güzel Sanatlar Yüksekokulu) kayıt yaptırmışlardır. Brest’te askerliğini yaptıktan sonra 1880’de Paris’e geri döner. 19. yy.da Michel Eugène Chevreul, Ogden Rood ve David Sutter gibi yazarlar optik etkiler ve algılar üzerine bilimsel yazılar yazmaktaydı. Seurat Charles Blanc, Ogden Rood ve David Sutter’ın resim üzerine yazdıklarını didik didik etmiştir. Charles Blanc’ın: “Renk, sağlam bir takım kurallara bağlanırsa müzik gibi öğrenebilen bir şey olur” sözü onu özellikle büyülemiştir. Michel Eugène Chevreul bu dönem sanatçıları üzerinde belki de en etkili olandı. Seurat da Chevreul’ün “renklerin zamandaş karşıtlığı” yasasından esinlenerek birtakım incelemeler yaptı. Sanatı bilimle bağdaştırmak istiyordu. Bu nedenle paletini dört temel renge indirgedi: mavi, kırmızı, yeşil, sarı. Bir de bunların ara renklerini kullanıyordu ancak bunu da renkleri karıştırarak yapıyordu. Arı renkleri tuvale yan yana küçük noktalar halinde sürüyordu (Seurat buna divisionnisme adını vermişti).

Seurat, Bunun yanı sıra Delacroix’in resimlerini ve güncelerini incelemiş, bilim adamı Charles Vlansy’nin düşüncelerinden etkilenmiştir. Pek çok ressamın aksine Seurat doğuştan kitap kurduydu. Yaşadığı dönemin romanlarını okumuş olmasının da sanatsal gelişiminde önemli rolü bulunuyordu

Resim yapmaya açık havada başlayan Seurat, diğer izlenimciler gibi geçici izlenimler yakalamak yerine, çizgi ve renk uyumu olarak gördüğü şeyi saptamaya çalışıyor, resimde tonun, rengin, çizginin ve düzenin oynadığı rolleri incelikle tahlil ediyordu. Kompozisyon ve kontur üzerinde duruyor ve figür düzenleri üzerinde yoğunlaşıyordu. Bu nedenle tablolarını boyamadan önce birçok taslak çizmek durumunda kalıyordu. Figürlere hacim vermiyor ve çizgi perspektifi kullanmıyordu. Buna bağlı olarak resimleri mekân yönünden giderek yüzeyselleşmiştir ancak diğer izlenimci ressamlar anı yakalamanın yollarını ararken Seurat zamansızlığa dönüşen bir anı tüm ayrıntılarıyla sergilemeyi ve adeta taşa kazınmış gibi zamanda bir anın sonsuz kadar yakalandığı tam bir durağanlık duygusu yaratmayı başarmıştır.

İzlenimciliğin deneyciliğini aşmak ve duygularla düşünceleri bilimsel bir yolla ifade etme amacını taşıyan Seurat “bilimsel izlenimcilik”i kurmuş ve resim sanatına bir matematikçinin sağlam mantığını getirmiştir. Sanat eleştirmeni Felix Feneon 1886’da yayımladığı ve İzlenimcilerin birbirinden ayrılan yolları üzerinde durduğu “Les Impressionistes” adlı kitabında Seurat’a hayranlığını belirterek onu “kökleri izlenimciliğe dayanmasına rağmen ona karşı duran bir sanat akımı” olarak tanımlar ve “Yeni İzlenimlik” terimini ortaya atarak Seurat’yı bu akımın kurucusu konumlar.

 Asnières’de Banyo, 1884
79×118
National Gallery, London

1884 yılında yaptığı “Asnières’de Banyo” tablosu Seurat’nın resim anlayışını ortaya koyan ilk büyük tablosudur. 1800’lü yıllarda alt tabakadan işçilerin resmin konusu olması daha çok küçük ölçekli janr resimlerinin konusu iken Seurat ilk geniş ölçekli resminde Seine Nehri’nin kıyısında güneşlenen fabrika işçilerini görkemli bir biçimde resmetmiştir. Asnières bir sanayi bölgesidir ve fabrikalar uzaktan görülebilir. Seurat bu resmi yapmadan önce en az ondört yağlı boya eskiz ve on çizim yapmıştır. Sanatçının bu ön çalışmalarından konu seçtiği yeri, insanlar olmadan ıssızken resmettiği gibi, özellikle hafta sonları Pazar günü kalabalığının içerisinden ilgisini çeken tüm tipleri ve durumları çizdiğini öğreniyoruz. Bu ön çalışmalarına dayanılarak Seurat’ın üstün bir desen becerisine sahip olmadığı düşünülür. Bunun nedeni olarak da Seurat’ın daha çok figürlerin konturlarına ve kompozisyon içindeki konumlarını belirlemeye daha fazla önem vermesi gösterilmektedir. 1883–1884 yıllarında 15×25 boyutlarındaki son eskizin ardından resmin kurgusuna karar verdi ve son eskizin yaklaşık 150 katı büyüklündeki esas resme yöneldi. 1884 salonuna kabul edilmeyen resim Seurat ve birkaç ressam arkadaşının Fransız sanatının kurumsal vitrinine rakip olarak kurdukları “Bağımsız Salon”da sergilendi.

La Grande Jatte Adası’nda Bir Pazar Günü Öğleden Sonra, 1884–1886
Tuval üzerine yağlıboya
Art Institute of Chicago

Seurat, 1885–1886 yılları arasında “Bağımsızlar” sergisi dolayısıyla dostluk kurduğu Charles Angrand ile birlikte Seine Nehri üzerindeki La Grande Jatte Adası’nda çalışır ve bu sırada ilk önemli başyapıtı sayılan “La Grande Jatte Adası’nda Bir Pazar Günü Öğleden Sonra” tablosunu yapar. Tipik bir Pointillism örneği olan resim Seurat’nın en ünlü çalışmasıdır. Seurat bu resim üzerinde iki yıl çalışmış, figürlerin mükemmel biçimlerini yakalayabilmek için sayısız taslak çizmiştir. Yaklaşık 68 eskizi olduğu bilinen bu tablo fırça sürüşlerinin tuvale aralıklı ve düzenli olarak uygulanmasıyla boyanmıştır.

Sirk, 1991
Tuval üzerine yağlıboya
Musée d’Orsay, Paris

Seurat’nın yaptığı en son resim sevilen bir Paris eğlencesi olan Fernando Sirki’nin stilize tasviridir. Resim tam olarak bitirilmemiştir. Ancak Seurat 1891’de onun sergilenebilecek kadar iyi olduğunu düşünmüştür. Resim sergilendiği sırada ise ressam aniden dizanteriden ölmüştür. Sanatçı pointillismi benimsemiş olsa da bu resimde renk ve çizginin duygusal niteliklerini keşfe çıkar. Bu resimle karşılaştırıldığında sanatçının önceki yapıtları devinimsizdir. Bu resimde ise her şey hareket üzerine kurgulanmıştır. Ayrıca figürlerin oturma düzeninde sınıf ayrımı göze çarpar, en ön sıradaki kadınlar pahalı koltuklarda mağrur bir biçimde otururken, sayıları arka tarafa doğru azalan seyirci topluluğunun en arkasında işçiler ayakta dururlar.

Seurat 1891’de “Bağımsızlar Salonu”nun açılışından sonra 32 yaşındayken ölmüştür.

 

Le Bec du Hoc, 1885
Tuval üzerine yağlıboya
Tate Gallery, London

Entrée du port de Honfleur, 1886
Tuval üzerine yağlıboya
The Barnes Foundation, Merion, PA

Honfleur’daki fener, 1886
Tuval üzerine yağlıboya
The National Gallery of Art, Washington, D.C.

Modeller, 1887–1888
Tuval üzerine yağlıboya
The Barnes Foundation, Merion, PA

Gri Hava, Grande Jatte, 1888
Tuval üzerine yağlıboya
Philadelphia Museum of Art, Walter H. Annenberg Collection

The Side Show, 1888
Tuval üzerine yağlıboya
The Metropolitan Museum of Art, New York

Le chahut, 1889-1890
Tuval üzerine yağlıboya
Kroller-Muller Museum, Otterlo

 

Kendini pudralayan genç kadın, 1890
Tuval üzerine yağlıboya
Courtauld Institute of Art, London

Le port de Gravelines, 1890
Tuval üzerine yağlıboya
The Indianapolis Museum of Art

 

Kaynakça:
Akyol, N., “Işık ve Renk Büyücüsü Seurat” Artist Modern, Ekim 2008.
Birsel, S., Fransız Resminde İzlenimcilik: L’impressionnisme, Ankara 1967.
İpşiroğlu, M.S.- Eyüboğlu, S., Avrupa Resminde Gerçek Duygusu, İstanbul 1972.
Tansuğ, S., Resim Sanatının Tarihi, İstanbul 2006.
Tunalı, İ., Felsefenin Işığında Modern Resim, İstanbul 1989.

Web Museum, Seurat
Wikipedia, Georges-Pierre Seurat

 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

About The Author

Yazar: vinifera

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir