IAA kazı direktörü Gilad Itach, “Antik çağda, yağmur suyu toplama ve saklaması temel bir zorunluluktu. Yılda yağan yağış miktarı 500 mm’nin altında olan bölgenin kış yağmurlarının bir şekilde rezerve edilmesi gerekiyordu.” şeklinde açıklama yaparken bulunan su sistemi 20 m uzunluğunda ve 4 m derinliktedir. Kazılar rezervuarın yaklaşık 50 m uzunluğunda duvarları olan bir binanın altında […]
Kategori: Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi
3000 Yıllık Kumaş Parçası Levant Tekstiline Işık Tutuyor
Tel Aviv Üniversitesi arkeologları, İsrail çölünde bulunan kumaş örneklerinin, bölgede bitki esaslı tekstil boyamacılığıyla ilgili en erken kanıtları sunduklarını ortaya çıkardı. Arava Çölü’ndeki Timna’da bakır cevheri bölgesinde bulunan ve M.Ö. 13.-10. Yüzyıllara tarihlenen kumaş örneği bölgedeki tekstil boyamacılığı ve ticaretine yeni bir bakış açısı getirdi. Yünlü ve keten parçalar sofistike bir tekstil endüstrisine ışık tutuyor […]
Pers Kralı Büyük Kyros´un Doğumu ve Tahta Geçmesi
Devamı hakkındaPers Kralı Büyük Kyros´un Doğumu ve Tahta Geçmesi …
Pers Askeri Yapılanması
Devamı hakkındaPers Askeri Yapılanması …
Hitit Çanak Çömleğinin Genel Özellikleri
Hitit çanak çömleği hiç kuşku yok ki Asur Ticaret Kolonileri Çağı’nda Orta Anadolu’da oluşturulan gelenekten etkilenmiştir. Eski Hitit Krallığı Dönemi’nden itibaren çömlekçi ustaları eski geleneklere bağlı kalmış, bunun yanı sıra yeni bir çömlekçilik türü de ortaya çıkarmışlardır.
Hitit yazılı belgelerinden öğrendiğimize göre Hitit çömlekçileri saraya ya da tapınaklara bağlı olarak çalışan erkek personeldir.
Eski Hitit Krallığı Dönemi çanak çömleği genellikle çarkta yapılmıştır. Ağırlıklı olarak tek renkli (monokrom) kaplar görülür. Bunlar parlak devetüyü renginde ve kırmızının tonlarındadır. Bunun yanı sıra geometrik ve çizgisel motiflerin uygulandığı boya bezekli örnekler de vardır.
Devamı hakkındaHitit Çanak Çömleğinin Genel Özellikleri …
Hitit Mimarisinin Genel Özellikleri
Kyklobik taşlardan oluşan anıtsal mimarinin Anadolu’daki yaratıcıları olarak kabul edilen Hititler kentlerini surlarla çevirmişlerdir. Surlar genel olarak yapay oluşturulmuş bir yığma toprak üzerine, kimi zaman da kayaya oyulmuş yataklar içine (Büyükkale’yi çeviren surların kuzey ve doğu kesimleri) sandık duvar (kazemat) tekniğinde inşa edilmişlerdir. Toprak yığmaların eğik yüzeyleri kimi zaman taşlarla örülerek toprağın kayması ve dış yüzeylerden duvara tırmanma önlenmiştir. Dikdörtgen kulelerle desteklenen surların altında “potern” adı verilen geçitler yer almaktaydı (Anadolu topraklarındaki en eski potern Alişar’da ortaya çıkarılmıştır). Bunların en büyüğü Yerkapı’nın altındadır: Sur bedenine dikey olarak yerleştirilmiş olup 71 m. Uzunlukta ve 12 m. derinliktedir. Kuleler sur bedeni içinde yer almaktaydı.