“Kendisi de Akhilleus’un mezarına elleriyle çelenk koydu. Hephaiston’da da Patroklos’un mezarına çelenk koyduğu rivayet edilir. Söylendiğine göre İskender burada Akhilleus’un anısını gelecek nesillere nakleden Homeros gibi bir şairin varlığından dolayı ne denli şansı olduğunu belirtmiş”.
Arrianos,Aleksandrou Anabasis,12
Flavius Arrianos,’İskender’in Seferi (Aleksandrou Anabasis)’ isimli eserinde, İskender’in Akhilleus’a olan saygısını bu satırlarla dile getirmiştir. Bugün halen bir tartışma konusu olan Akhilleus’un mezarının yeri Arrianos’a göre Çanakkale’dedir. Tabii Arrianos bu eseri kaleme alırken eski kaynaklardan özellikle Ptolemaios Lagu ve Aristobulos’un kaleme aldıklarından yararlanmıştır. Ptolemaios ile Aristobulos’un İskender’in komutanlarından olduğu göz önünde bulundurulursa İskender’in böyle bir ziyarette bulunduğu söylemi kuvvetlenmektedir.
Troya Savaşı’nın M.Ö. 1185 yıllarında gerçekleştiği kabul edilmektedir. Büyük İskender M.Ö.336–323 yılları arasında hüküm sürmüştür. Yani Akhilleus ile İskender arasında 850 yıl kadar bir zaman bulunmaktadır. İskender atalarının anne tarafından Andromakhe ve Akhilleus, baba tarafından ise Herakles’e dayandığına inanıyordu. Herakles’in (Herkül) Zeus’un oğlu ve Akhilleus’un Tanrıça Thetis’in oğlu olması, İskender’in soyunu tanrılara bağlıyordu. Büyük İskender anne tarafından soyunun iki kolunu barıştırmayı hedefliyordu. Bunun nedeni Andromakhe’nin Hektor’un eşi ve dolayısıyla Troia tarafında olması, Akhilleus’un ise Akhalar’ın en güçlü komutanı olup Hektor’un baş düşmanı olması ve Akhilleus’un oğlu Neoptolemos’un Priamos’u öldürmesiydi. Bu iki kolu barıştırmak ve Neoptolemos’un işlediği suçun affedilmesi için Büyük İskender, Troia Savaşı sırasında hükümdar olan Priamos’un öldürüldüğü yerde kurbanlar kesti. Andromakhe anısına bölgede (İlion) yaşayan topluluğa ihsanlar yağdırdı. Atası Akhilleus’un mezarını ziyaret etti ve ona değerli armağanlar sundu.
Günümüzde Akhilleus’un mezarının nerede olduğuna dair çeşitli söylemler çıkmakta ve araştırmalar yapılmaktadır. Okurların büyük bir kısmı Troia Savaşı’nın bile kesin olmadığını dolayısıyla Akhilleus’un mezarı gibi bir kavramın nasıl olacağını düşünecektir ister istemez. Fakat günümüze ulaşan kaynaklara ve kazılar sonucu bulunan eserlere baktığımızda Troia Savaşı’nın olmadığı da kesin değildir. Şöyle de düşünmek gerekir ki, bu mezar bir anıt niteliği de taşıyabilir.
Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Dr.Derya Şahin “Amisos Mozaiği Işığı Altında Akhilleus-Thetis İkonografisi” konulu yüksek lisans tezinde Akhilleus kültünün Amisos Mozaği üzerinde kompozisyondan hareketle Karadeniz’in güney sahillerine de geldiğine dair buluntuların olduğunu işaret etmiştir.
“Ahmet Çağdaş Çatoğlu’nun haberine göre;
Dr. Derya Şahin, Akhilleus`la ilgili Karadeniz`de çok fazla buluntu olduğunu söyledi. Samsun Arkeloloji ve Etnografya Müzesi`nde yer alan Amisos Hazineleri`nde ise `Nereidler`in bulunduğunu söyleyen Şahin, “Nereidler, Akhilleus`un annesi Thetis`in kızkardeşleridir. Ve Akhilleus`un öldükten sonra Karadeniz`de bir adaya gömüldüğüne inanılmaktadır” dedi.”
Bir başka iddia ise Akhilleus’un mezarının Çorum’da olduğudur. 2004 yılında bu haber Çorumlular ile Çanakkalelileri karşı karşıya getirmişti. Çanakkalelilere göre ise Akhilleus’un mezarı, Çanakkale Sivritepe Tümülüsündedir, Akhilleus adına inşa edilmiş olan antik kent ise bu tümülüsün çok yakınındadır.
Özetlemek gerekirse ,günümüzde ne Akhilleus’un ne de Büyük İskender’in mezarlarının nerede olduğuna dair kesin bir bilgi yoktur. Fakat kesin olan bir bilgi var ki, o da binlerce yıl önce yaşayan bu iki kahramanın ne kadar önemli kişiler olduğudur. Bugün insanoğlu nükleer silahlarla, petrolle, ekonomik sıkıntılarla uğraşırken, kendi döneminde bir mızrak ve bir kalkan ile savaşmış bu isimlerin adını hala unutamamıştır, unutmayacaktır da.
Bu yazıyı yazarken dikkatimi çeken bir başka anekdot ise, atası Akhilleus’un izinden giden Büyük İskender’in, tıpkı Akhilleus gibi mezarının kayıp olmasıdır. Rastlantı mı desem,’Tanrıların’ bir hikmeti mi desem bilemedim.
Yazar: Dimitri Daravanoğlu, 04.11.09
——————————————————————————–
Kaynakça:
Arrianos,İskender’in Seferi,Çev.Furkan Akderin,Alfa Yayınevi,İstanbul,2005
Bosworth A.B.,Büyük İskender’in Yaşamı ve Fetihleri,Çev.Hamit Çalışkan,Dost Yayınevi,Ankara,2005
Radikal Gazetesi,7 Haziran 2004
Ahmet Çağdaş Çatoğlu,Haber7,18 Ekim 2007

2 thoughts on “Achilles’in Mezarı ve Büyük İskender’in Mitolojik Ataları”
vinifera
(29 Ekim 2010 - 20:59)vinifera bunu tekrar beğendi :)
Kazım Kızıltan
(14 Kasım 2010 - 02:05)çok iyi beğendim.