Pompeii’den Kaçış

Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla lavların altında kalan hayalet şehir Pompeii’de yeni bir iskelet bulundu.

Böllgedeki çalışmalar sonucunda bireyin yanardağın ilk püskürme anında kaçmaya çalıştığını, lavlardan kurtulduğunu ancak başının üstüne düşen bir taş blokla öldüğünü ortaya koyuyor.
MS: 79 yılına tarihlenen iskeletin 30 yaşlarında bir erkek olduğu saptandı.
Arkeolog Massimo Osanna, bu keşfin oldukça sıradışı olduğunu, patlamadan kaçışlarla ilgili önemli dinamikleri aydınlattığını belirtiyor. Devamı hakkındaPompeii’den Kaçış

Göbeklitepe UNESCO Miras Listesi’ne 18’den Girdi

2011 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunan Göbeklitepe, Bahreyn’in başkenti Manama’da gerçekleştirilen toplantıda kalıcı listeye alındı.
Dünyanın günümüze ulaşan en eski tapınma alanı olarak bilinen Şanlıurfa’daki Göbeklitepe, UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi’ne 18. kültür değerimiz olarak girdi.

Doğuş Grubu’nun 20 yıllığına ana sponsoru olduğu Göbeklitepe’nin daha iyi korunması için geçtiğimiz aylarda çatı koruması ve seyir terası inşa edilmişti.

Tarihi alanda neolitik döneme ait boyları 6 metreyi buylan yabani hayvan figürlü dikili taşlar ve tapınak kalıntıları yer alıyor.

Konuyla ilgili Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada; “Kültür ve Turizm Bakanlığı, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve Bakanlığımızın yoğun çabaları sonucunda, söz konusu başvurunun kabulüyle ülkemizin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne tescilli alanlarının sayısı 18’e yükselmiştir” ifadesi yer aldı.
Devamı hakkındaGöbeklitepe UNESCO Miras Listesi’ne 18’den Girdi

Paskalya Adası Heykellerinin Gizemli Şapkaları

Dev bir heykelin üzerine 13 tonluk bir şapka nasıl koyarsın?

Binghamton Üniversitesi’nden antropoloji profesörü Carl Lipo ve bir grup araştırmacı, Moai heykellerini ve volkanik taşlarla oluşmuş silindir taşları, yani “pukao” adı verilen dev taş şapkaları incelediler.

Volkanik taştan oyulmuş heykeller, adadaki bir taş ocağından gelirken, kırmızı volkanik taştan yapılmış şapkalar, adanın diğer tarafından, 7,5 mil uzaklıktaki farklı bir ocaktan geliyordu.
Rapa Nui olarak da bilinen adadaki Moai heykelleri 1m ile 20m arasında boylara sahiptir. En büyüğünün 100 ton civarında olduğu düşünülüyor.

Bu heykellerin bazılarında bulunan kırmızı renkli ve yer yer 13 ton ağırlığındaki başlıklar nasıl getirilmişti?
Devamı hakkındaPaskalya Adası Heykellerinin Gizemli Şapkaları

Mezolitik Dişler Balık ve Sebze Tüketiyordu

Mezolitik döneme ait bir insana ait dişlerin incelenmesi sonucu, dönem insanının beslenme alışkanlıklarının günümüz insanından çok da farklı olmadığını ortaya koydu.
Roma Sapienza Üniversitesi arkeologları tarafından yapılan araştırmalarda Adriyatik ve Akdeniz avcılarının yaşam tarzına dair önemli bulgular elde edildi.

Araştırma ekibi, dişler üzerindeki araştırmalarında diş plağı ya da tartarı içindeki fosilleşmiş deniz ürünü ve bitkisel malzemeyi incelediler. İncelemeler sonunda balık pulu kalıntıları, Mezolitik Çağ Akdeniz insanının deniz ürünleri tükettiğini gösterdi. Devamı hakkındaMezolitik Dişler Balık ve Sebze Tüketiyordu

İsveçliler Demir Çağı’ndan Beri Bira İçiyorlar

İsveç Lund Üniversitesi arkeologları, fosilleşmiş çimlendirilmiş tanelerin Nordik bölgesindeki erken bira üretimi için üretildiğini saptadı. İsveç’in güneyindeki Uppåkra’da yapılan bulgular, büyük ölçekli bir bira üretimine işaret ediyor.

Arkeobotanikçi Mikael Larsson, “Yerleşimin ayrı bir bölümünde yer alan düşük sıcaklık fırınlı bir alanda fosilleşmiş malt bulduk . Bulgular MÖ: 600-400’lü yıllara işaret ediyor. Bu da onları İsveç’teki bira üretiminin ilk kanıtlarından biri haline getiriyor” diyor.

Larsson, “Biz genellikle tahıl tanelerini arkeolojik alanlarda buluyoruz, ama çok nadiren işlendikleri yerlerden. Bu yüzden düşük sıcaklıklı bir fırının çevresinde bulunan bu çimlenen taneler bira yapmak için maltlık olduklarını gösteriyor”.
Devamı hakkındaİsveçliler Demir Çağı’ndan Beri Bira İçiyorlar

Stonehenge’den Piramitlere Eski İnsanların Astronomi Sırları

Bugün, tarih öncesinde insanların piramitler ve benzeri anıtsal yapıları nasıl inşa edip yönlendirebileceğini hayal etmeye çalışıyoruz. Ve bununla ilgili birçok varsayımlarda bulunuyoruz.

Bazıları tarih öncesi insanların bunu yapmak için bazı matematiksel bilgilere ve bilimlere sahip olmaları gerektiğini düşünürken işin kolayına kaçanlar uzaylıların onlara nasıl yapılacağını gösterdiklerini düşündüler.

Geçmişte insanların gökyüzünü nasıl anladığını ve nasıl bir kozmoloji geliştirdiğini gerçekten biliyor muyuz?

Astronomi, arkeoloji, antropoloji ve etno-astronomi gibi çeşitli uzmanlık alanlarının bir araya getirilerek yapılan araştırmalar bu konuda daha akılcı ve somut veriler elde ediyor.

Mısır piramitleri, en etkileyici antik anıtlardandır ve bazıları çok hassastır. Mısır bilimci Flinder Petrie, 19. yüzyılda Giza piramitlerinin ilk yüksek hassasiyetli araştırmasını gerçekleştirdi.

Piramitlerin üslerinin dört kenarından her birinin, bir derecenin dörtte biri kadar bir kardinal yöne doğru olduğunu buldu.

Fakat Mısırlılar bunu nasıl biliyordu?
Devamı hakkındaStonehenge’den Piramitlere Eski İnsanların Astronomi Sırları