Kendi güç ve düşüncelerini yönetim üzerinde hakim kılmaya niyetli olan devlet yöneticileri ve önde gelen yurttaşlara karşı Atinalılar ostrakismos adını verdikleri bir tür mahkeme veya ceza yöntemi geliştirdiler. Bu yöntemin amacı Atina’da demokrasiyi tyranlığa karşı korumaktı.
Ostrakism mekanizması bir suçlama ve savunma mekanizması içermemekteydi. Sürgüne gönderilecek kişi halk tarafından seçilir ve kişiye kendisini savunmak gibi bir hak tanınmazdı. Bu açıdan sistem mahkeme mantığı gibi çalışmıyordu. Sonuç ne olursa olsun kabul ediliyor ve sorgusuz uygulanıyordu.
Ostrakism döneminde Atinalılar, tyranlık ilan etmeye kalkan kişinin sürgüne gönderileceğinden şüphe duymuyorlardı. İ.Ö. geç 6.yy’ da Kleisthenes reformlarında geçen yasa İ.Ö. 4.yy.ın ikinci yarısına, Aristoteles dönemine kadar kitaplarda da geçiyordu. Buna rağmen yasanın uygulandığı süre 90 yıl gibi kısa bir zaman dilimini kapsadı. İlk ostrakism İ.Ö. 487’de uygulanmıştı (Hipparkhos), sonuncusu ise İ.Ö.417’de gerçekleştirildi (Hyperbolus). Ostrakism İ.Ö. 507’de yasalaşsa da ilki 20 yıl sonra yapıldı ve bu uygulamadan sonra 70 yıllık süre boyunca farklı politik aktörler bu yasa ile Atina’dan sürüldüler.
Ostrakism şerefli bir sürgün sayılıyordu, 10 yıl süre ile Atina’dan uzaklaştırılan yurttaşlar, süre sonunda sürgün dönemi bittiğinde Atina’ya dönüyor, bütün siyasi ve toplumsal haklarını, mallarını tamamen geri alıyorlardı. Bunun sebebi, yönetime dair hırsları olan insanların, tamamen yok edilmesi değil daha çok rehabilite edilmesiydi.
Ostrakism yasalaştığı ilk dönemlerde tyranlara karşı bir tedbir olmasına rağmen, kısa süre sonra çatışan politik gurupların birbirlerine karşı kullandıkları bir silah haline geldi. Atinalı politikacılar sertleşen siyasi kavgalar ve çekişmeler sonunda, rakiplerinden kurtulmak için bu yasayı kullanmaktan çekinmediler. Bilinen ilk üç ostrakism uygulaması tyranların dostları ve destekçilerine karşıydı. Son uygulama olan İ.Ö. 417 Hyperbolos’un ostrakismi, parti kavgaları, seçime hile karıştırılması ve kanunları bozmak gibi şaibelerin gölgesinde gerçekleşti.
Ostrakism Kökeni
Ostrakism kurumu Atina’nın 5.yy. tarihi içindeki öneminden dolayı hala bir tartışma konusudur. Thukydides, ostrakismosun ortaya çıkışını, demokrasiye karşı duyulan nefret, kıskançlık ve Plutarkhos’un siyasi çekişmesinden dolayı ortaya çıkan güvensizlik ve korkuya dayandırır. Kleisthenes reformları ile Atina’da demokrasiyi korumak için ortaya çıkan ostrakism, evrensel açıdan adil bir yöntem olarak kabul edilmez. Örneğin, Walker “Cambridge Ancient History’de ostrakismi eleştirmektedir:
“Kurum önemine karşın bireylere karşı adaletsizdir. Cezalandırılan insanların yaşamlarında on yılı boyunca her şeylerini kaybetmeleri anlamına geliyordu. Bu durum parti çatışmalarında rakiplerin birbirine karşı kullandığı ölümcül bir silahtı. Bazı büyük krizlerde liderliği elinden alınan parti, yasalara aykırı yollara başvurabiliyordu. İ.Ö. 461’de Kimon’un ostrakismosuna karşı cevap Ephialtes’in öldürülmesiydi.”
Ostrakismos’un yaratıcısı olan, Kleisthenes’i anlatan 4 antik kaynak vardır. Bu dönemden geç olan “Aelian”’a şüphe ile bakılabilir. Aristotales’in “Athenian Politeio” adlı eserinde adı geçer ve bu eser yaklaşık İ.Ö. 325’te yazmıştır . Philokharos İ.Ö. 267’den kısa süre önce “Atthis” adlı eserinde ondan bahseder . Epharos ise onun ile ilgili açıklamasını en erken tarih yazıcısı Hellanikos ve Kleidemos’a dayandırdı.
Ostrakismos’un kaynağına dair de tartışmalar yapılmıştır. Harpokration’dan alıntı yapan Androtion’na ait bir pasajdan bir bölüme dayanarak bazı bilim adamları ostrakismosun Kleisthenes’ten önce ortaya çıktığını öne sürmüşlerdir. Jakoby, Hignett ve Carcopino bu pasajda geçen “o zamandan önce” sözcüğünden yola çıkarak yasanın Kleisthenes’ten önce ortaya çıktığını ve ilk kez Hipparkhos’un ostrakismosunda kullanıldığı öne sürmüşlerdir.
Ostrakismos’un kökenine dair başka bir görüş ise kronolojik açıdan bir fikir yürütmedir. Eğer ostrakism kanunu İ.Ö. 508/7 yılında Kleisthenes’in anayasal reformları ile getirildiyse ve İ.Ö. 488/7’e kadar kimseye ostrakism uygulanmadıysa, 20 yıllık boşluk açıklanamaz. Bu yüzden Beloch şöyle demiştir; “Bir silah gibi 20 yıl boyunca kınında bırakılarak unutulmadı” .
Antik kaynaklar, kanunların tyranların partilerini ve özellikle onun lideri, Hipparkhos’u hedef aldığını kabul eder . Atina’da kalan bazı aristokratların yardımı ile birlikte Alkmaionidler’i sürgüne gönderen Sparta kralı Kleomenes tyranları yemeyi başarmıştı. Halkın büyük bir çoğunluğu popüler bir parti olarak iktidara gelen Peisistratos yanlılarına karşı kayıtsızdı, örneğin kanunlara karşı demoslardan çok aristokların gücüne karşı açıkça taraf olabiliyorlardı. Serbest kalmadan kısa süre sonra eski bir aristokrat ailenin üyesi İsagoras ve Alkmaionidlerden Kleisthenes arasında yönetim için bir çekişme ortaya çıktı. İsagoras ilk dönemlerde başarılı bir mücadele sergilerdi ve İ.Ö. 608/7 de arkhonluk kazandı. Kleisthenes ilk dönemler de demokrasiye yakınlığını hiç belli etmedi fakat çoğu Peisistratos yanlısının desteğini yanına çekmişti. Kleisthenes, İsagoras ve oligarşik bir sistem kurmak ona yol gösterenler tarafından yurttaşlık hakları ellerinden alınan halka, haklarını geri verilmeye başladı . Onun reformları Solon’un yasaları ile benzerlik taşıyordu, Atina’nın sosyal kurumlarında radikal değişiklikler yapılmadı. Kleisthenes anayasası asillere karşı hoplit sınıfı için bir kazanımdı, Atina’nın arazi sahibi orta sınıfı Kleisthenes tarafından, hukuksal zeminde denetim altına alınıyordu.
Kovulan Spartalılar ve oligarşi yanlılarının güçlü olmalarına karşın Atina’daki önemli kurumlar, Kleisthenes’e bağlıydı. Spartalılar oligarşik sistemi kurmak için girişimlerde bulunmaya ve mücadeleye kararlıydı. Atina birliğinin dış tehdide karşı koyması önemliydi ve modern bir partinin lideri olan Kleisthenes, hem oligarşi yanlılarına, hem de Spartalı destekçilerine karşı hazırlıklı olmalıydı. En büyük politik tehdit ise tyranları destekleyen ve oligarşi yanlılarından destek bekleyen daha alt sınıftan geliyordu. Etkinleşen tyran yanlısı bir parti, Kleisthenes’in ilk problemiydi, bu problem partinin ortadan kaldırılması ile bitecekken, yakında Sparta ve oligarşi yönetiminin saldırı tehdidi ile yüz yüze kalacak olan Klesithenes, demos ve liderlerinin yardımına ihtiyacı olduğu için bu sorunu çözememişti. İç politikada ortak tavır almayan oligarşi, karşıt gruplar, dış tehdide karşı (Sparta) aynı fikirdeydiler ve Kleisthenes ile hareket edebilirdi (bu ortak “Atinalı kimliğinin” gereğiydi). Kleisthenes halk desteğini tamamen elde etmiş olsa da hala tyran yanlılarına karşı koyacak pozisyonda değildi.
Ostrakism yasası tyranlığın yeniden iktidara gelmesini önlemek için öne sürülecekti ve yasalaştıktan sonra popüler olacağı kesindi. Yasa tyran yanlılarının lideri Hipparkhos’a karşı uygulanmak için tasarlanmıştı. Ostrakismos Hipparkhos’a gözdağı vermek için hazırlandı, Hipparkhos’un Kleisthenes’le iş birliği yapması durumunda uygulanması söz konusu olmayacaktı. Bu koşullar altında Kleisthenes yasayı başarıyla geçirdi ve yürürlüğe koydu. Böylece Hipparkhos’a ostrakism veya işbirliği seçenekleri sunulmuş oldu.
Hipparkhos’un ve Kleisthenes’in temsil ettiği partiler arasında bir koalisyon oluşturuldu ve Hipparkhos bu koşullar altında iş birliği yapmayı kabul etti. Perslerle ittifak kuran Sparta’ya karşı bu iki kesim birlikte karşı durdular. Hippias’ın Perslere sığınması ve Sparta’nın bir saldırı tehdidine karşı Kleisthenes, Lydia satrapı Artaphernes’den yardım istemişti . Dış tehditlere karşı iş birliği yapan Hipparkhos’un bu dönemde arkonluğa seçilmesi, destek için aldığı bir ödül olarak düşünülebilir. Kleisthenes’in ostrakism yasası, Hipparkhos’un partisinin ve oligarşi karşıtı partinin kurduğu koalisyonu yönetmesini sağladı.
Marathon savaşı sonunda Atina’da politik sahne, yirmi yıl öncesine göre tamamen değişmişti. Klesithenes Atina’nın politik kontrolünü artık elinde tutamıyordu. Bu dönemde politik arenada Aristeides, Xasthippos ve Themistokles gibi isimlerin bulunduğu yeni bir politik nesil ortaya çıktı. Tyranlık yanlıları, Perslerle hareket eden ve eski bir tyran olan Hippias’ın başarısız olmasıyla zayıflamışlardı. Partilerin yapıları, Hoplitsiz demosların yükselmeye başlaması ve tyran yanlısı partilerin ortadan kalkması ile değişti. Böylece Atina’da demokrasinin yaygınlaşması ve Themistokles’in deniz politikasının gelişmesi gibi yeni yönelimler doğdu. Kleisthenes’in kurduğu demokrasi ile Hoplitler ve yeni liderlerinin, hakimiyet elde etme mücadeleleri ortaya çıktı.
İlk ostrakism uygulaması bu yeni politik zeminde gerçekleştirilmiştir. Kleisthenes, Hipparkhos ve tyranlık yanlısı önde gelen kişilere karşı, politik üstünlüğünü korumak için bir seri ihraç hareketi başlattı. Ostrakism ile ilk sürgüne gönderilen Hipparkhos’u (İ.Ö. 488/7) dönem içinde İ.Ö. 487/6 Megakles, İ.Ö. 485/4 Xanthippos ve İ.Ö. 483/2 Aristeides takip etmiştir. Sürgüne yollanan politikacılardan her biri ya tyranlık yanlısı ya da Kleisthenes tarafından kurulan koalisyonun üyesi olan bir Alkmanoid’dir. Maraton savaşı sonunda Kleisthenes’in koalisyonu gücünü yitirmişti. Atina’da ortaya çıkan yeni politik guruplar (Themistokles gibi kişilerin öncülüğünde) kent politikasında güçlü duruma gelirken, bu grupların politik liderleri birer birer ostrakisme mahkûm edilmeye başlamışlardı.
Kleisthenes’in ostrakismi kullanması politik zekâsının göstergesi olmalıdır. Kleisthenes’in politik rakipleri İ.Ö. 488’de Atina siyasetinde güçlü pozisyona gelmişlerdi ve onun, bu dönemde demoslar üzerinde kontrolü sağlaması güç görünüyordu. Themistokles’in ostrakismi, ilk uygulanan Hipparkhos ostrakismi gibi, ustaca seçilmiş bir hamleydi. Megakles’in ostrakismi de Klesithenes için, Tyranlık isteyenlere yakınlığı ve bir Alkmaionid olduğu göz önüne alındığında yerinde bir karardı. Kleisthenes bu dönem de tyranlık yanlılarının komplolarına ve tyranlarla ilgisi olmayan politik rakiplerine karşı ostrakism uygulama gücüne sahiptir.
Antik Yunan tarihçileri ve Aristotales, ostrakismin erken tarihi konusunda hem fikirdir. Bu görüşler “Athenaian Politeia’da” net bir şekilde ifade edilmişti. Kitap, Kleisthenes’in İ.Ö. 508/7 ya da kısa bir süre sonraki anayasal reformları ile getirilen bu kanunu da içermektedir.
Kleisthenes’in Ostrakismi Kanunlaştırmasındaki Nedenler
Tyranlığın devrilmesinin sonunda tek tehlike, tyranların yeniden ortaya çıkması olmuştu. Kleisthenes gelecekte tyranlığın yeniden yükselmesini önlemek için bir yöntem yaratmalıydı. Her demokraside olduğu gibi, yeni doğan sistemde de ortaya çıkan en büyük yapısal sorun; (trajik sonuçları ile diğer Yunan polislerinde kullanılan toplu ihraç, şiddet ve suikastlardan uzak kalmasına rağmen) hükümetin yıkılması veya karşıt grupların oluşması tehlikesinin nasıl önleneceğiydi . Grote, demokrasilerin karşılaştığı bu tür yapısal sorunlara dair şunları söyler:
“Paralı askerlere sahip bir despot olma istisnası ile birlikte, hükümetlerin elindeki gü,ç isyancı ve suikastçıları bastırmak için yeterli değildi. Bununla birlikte devletten destek alan insanların dışında kalan gasp ve komplo girişimleri bastırılırdı ki, bu anayasal dengenin bozulduğu ve hükümetin ileriyi göremeyen gerici kişilerin eline geçtiği anlamına geliyordu. Bir despot veya oligarşi istediği zaman önleyici tedbirler (engelleyici araç) alabilirdi, Peisistratos tarafından yönetilen, Kimon suikastı bir önleyici tedbirdi ve ostrakismden daha çok yön vericiydi.
Bir demokraside yöneticilerin (sulh hakimlerinin) keyfi çalışmaları her şeyden daha korkunçtur. Duruşma ve savunma sürecinde, suça karşı verilen cezada, sosyal düzeyin ve ihtişamın (Kişinin Sınıfı, zenginliği ve sosyal statüsü) cezadan kurtulmanın garantisi gibi görünmesi yurttaşın tepkisine neden oluyordu. Bu şekilde doğan ayrıcalıklı sınıf, demokrasinin işlemesinde zorluklar ortaya çıkarıyordu.”
Ostrakism koşullarının belirlenmesi ve cezanın nasıl uygulanacağının tasarlanması, oylama için çok önemliydi. Ceza caydırıcı olduğu kadar adil de olmalıydı. Kişinin mahkûmiyeti ailesi ve sahip olduğu mülke yansıtılmamalıydı. Ailesine dokunulmazlık ve özel mülküne de garanti verilmeliydi ki, oylama da verilecek karar sadece siyasi boyutta kalmalıydı. Bu garanti ile on yıl sonra Atina’ya dönen yurttaş, ailesine ve mülküne yeniden sahip oluyordu. Bu garanti ostrakism uygulamasının halkın vicdanında kabulüne de yardımcı olmuştu. Ostrakism için her yıl yapılan oylama, yurttaşlar için hatırlatma ve olası tyranlık komplosuna karşı bir ikaz anlamına geliyordu.
Başarılı bir politikacı olan Klesithenes, politik amacı için kullanacağı anayasal bir koruma yaratmalıydı ve ostrakismi de buna göre şekillendirdi. Onun ostarkism’i tarih boyunca, karar için referandum ve politik liderler için bir güvenoyu gibi birlikte hizmet verdi. Büyük politikacılar olan Themistokles ve Perikles, ostrakismi tehlikeli politik rakiplerinden kurtulmak için kullanırken Kleisthenes’in amacını ve yolunu izlediler.
Ostrakismin başarısı, kanunun yürürlükte olduğu süre boyunca bölücü grupların zayıflaması (Sparta yanlısı oligarşi) ve diğer taraftan ülkenin güvenliği için yapılan birkaç ostrakism ile kanıtlanmış oldu. 90 yıl içinde (İ.Ö. 508 – 417) 9 tanesi kesin olan 20’ye yakın ostrakism bilinmektedir . Belki de son ostrakisim’i izleyen İ.Ö. 411’deki askeri darbe, bu kurgunun bozulması için hazırlanmış olmalıydı.
Ostrakismin Uygulanışı
Her yılın altıncı ayında (ocak-şubat dönemine denk gelir) “Prytany” (vali) halk meclisinde (ekklesia) yapılan toplantıda vatandaşlara (polites) “bu yıl için ostrakisme ihtiyaç var mı?” sorusunu sorardı. Soru hiçbir yorum veya çağrışım yapılmadan genel terimler kullanılarak sorulurdu. Eğer toplantıda uzlaşılan bir isim dile getirilmezse, soru bir sonraki yıla kadar bir daha sorulmazdı. Eğer sorunun cevabı olarak bir isim ortaya atılırsa, oylama için hazırlıklar başlardı. Hazırlıklar sonraki iki ay boyunca devam eder, sekizinci Prytany’nin (vali) görev dönemine giren bu hazırlıklar ilkbaharın başına dek sürerdi. Bu seçime kadınlar katılamazdı. Köleler, kadınlar ve şehirde yaşayan yabancılar bu seçimde oy veremezlerdi, oy hakkı şehrin soy kütüğünde ismi olan özgür Atinalılarındı. Oylama gök gürültüsü, deprem, yağmur veya güneş tutulması gibi doğal olaylardan her hangi birinin gerçekleşmesi durumunda ertelenirdi. Çünkü Atinalılar bu doğal olayları en büyük tanrıları olan Zeus’un işareti sayarlardı.
Seçim Agoranın halka açık bir alanında yapılır ve meydanın bir bölümü ahşap perde ile ayrılırdı. 10 kabilenin her biri için farklı 10 bölüm, alanın sol kısmında hazırlanırdı. Oylamayı 9 arkhon ve meclis yönetirdi. Görevli memur oy verecek yurttaşların oy kullanmaya uygun olup olmadıklarına karar vermek için kapının yanında durmak zorundaydı. Yurttaşlar kapıdan geçtikten sonra kapalı şekilde tutukları isim yazılı ostrakaları belirlenen bölümde yer alan krater tarzı seramik kapların içine atarlardı, oy atılana kadar ostrakaların kapalı tutulması isteniyordu. Bu insanların etkilenmesine karşı bir tedbirdi. Oylama sonuçlandıktan sonra, memurlar ostrakaları saymaya başlarlar. Seçim sonucunda kim 6000 oydan fazla aleyhte oy almışsa, 10 yıl süre ile sürgüne mahkum edilirdi. 10 günlük bir zaman zarfında Attika’yı terk etmesi için kişiye tebliğ de bulunulurdu.
Kaynakça:
Aristoteles, Athenaian Politeia, Çev: Furkan Akderin, İstanbul, Kasım 2005.
Lang, M.L., The Athenian Citizen: Democracy in the Athenian Agora, Prınston, New Jersey 1987.
Tatar,A., Demokratik Bir Sürgün Ostraka, Aktüel Arkeoloji, sayı 1, 2007.
Beloch, K.J., “Griechische Geschichte” I, Strazburg. 1904.
Hignett, C., A History of the Athenian Consititution to the End of the Fifth Century B.C., Oxford 1952.
Kagan,D., “The Origin And Purposes Of Ostracim”, Hesperia XXX, Num: 4, 1961
Raubitschek, A.E., Dedications from the Athenian Akropolis, Cambridge 1949.
Vanderpool, E., Ostracism at Athens, Cıncınatı, 1970.
Herodotos, Herodot Tarihi, Çev: Müntekim Ökmen, İstanbul, 2004.
Yazar: Çağdaş Çıldır
